top of page

ARABULUCULUKTA MESLEKİ YETERLİLİK

ARABULUCULUKTA MESLEKİ YETERLİLİK


A. GİRİŞ


Arabuluculuk, tarafların, bağımsız ve tarafsız üçüncü bir kişi nezdinde, uyuşmazlık konusu olay hakkında karşılıklı olarak anlaştıkları ve işbirliğine dayalı bir süreçtir. Kıta Avrupası ve Anglosakson hukuk sistemlerinde gerek ekonomik yönden gerek ise de çabukluk yönünden 20. yüzyılın son çeyreğinden beri etkin bir şekilde işleyen arabuluculuk sistemi, 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile hukuk sistemimizde yerini almıştır.


Yargılamaya kıyasla daha esnek olması, tarafların süreçte daha etkin söz hakkına sahip olmaları ve her uyuşmazlığa özgü, münhasır çözüm yolları sunulması, arabuluculuğu öne çıkaran avantajlardandır; fakat, arabuluculuk faaliyetlerinden tam anlamıyla verim alınabilmesi için arabulucu ve tarafların sadece hukuki açıdan değil, etik bağlamda da üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeleri önem arz etmektedir.

Her ne kadar arabuluculuğu diğer uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden ayıran en önemli özellik karar ve kontrol mekanizmasının üçlü yapıda taraflara ait olması olsa da arabuluculuk faaliyetinin başarıya ulaşmasında süreci yöneten arabulucunun özellikleri büyük bir rol oynar. Bu noktada, Türkiye Arabulucular Etik Kurallarının 7. maddesinde yer alan “Mesleki Yeterlilik” kuralı öne çıkmaktadır.


MADDE 7 : MESLEKİ YETERLİLİK

(1) Arabulucu, somut uyuşmazlıkta gerekli olan mesleki yeterliliği haiz değil ve tarafların makul beklentilerini karşılayamayacak durumdaysa, arabuluculuk teklifini reddetmeli ve hangi aşamada olursa olsun arabuluculuktan çekilmelidir.

(2) Arabulucu, mesleki yeterliliğinden ve gelişiminden sorumludur. Bu anlamda kendi mesleki bilgi ve becerilerinin sınırlarının farkında olmalıdır. Arabulucu, gerek mesleki yeterliliğinin arttırılması gerekse mesleki gelişimin sağlanması için, yenileme eğitimi başta olmak üzere, arabuluculukla ilgili her türlü bilimsel ve mesleki çalışmalara katılmalıdır.

(3) Eğitim sayesinde kazanılan bilgi ve beceriler, arabuluculuk tecrübesi, toplumsal cinsiyete, sosyo-ekonomik ve kültürel farklılıklara ilişkin farkındalıklar, bir arabulucunun mesleki yeterliliği ve gelişimi için gerekli unsurlardır.

(4) Taraflar, arabulucunun eğitimi, tecrübesi ve arabuluculuk sürecini yürütmedeki mesleki yeterliliği ile ilgili bilgilere rahatça erişebilmelidir.


B. MESLEKİ YETERLİLİK KAVRAMI


Arabulucular Etik Kurallarında yer verilen mesleki yeterlilik kavramının iki yönden ele alınması mümkündür.


Kavram, geniş olarak yorumlandığında, arabulucunun, arabulucu olarak mesleki yeterliliği gündeme gelmektedir. Arabulucular, taraflara karşı, arabuluculuk görevini ifa etme yükümlülüğü altındadır. Sürecin herhangi bir aşamasında, arabulucu, eğer süreci gerektiği gibi yürütemeyeceği kanaatine varırsa, bu durumu derhal taraflara bildirerek durumun özelliklerine göre arabuluculuk faaliyetinden çekilmek ya da uygun bir yardım istemek gibi gereğinin yapılmasından sorumludur. Aynı şekilde, arabulucunun görevini ifa etme yeteneğinin kişisel veya harici birtakım etkenler sebebiyle zayıflaması durumunda da arabulucu, söz konusu durum ortadan kalkıncaya dek arabuluculuk faaliyetini durdurmakla yükümlüdür.


Mesleki yeterlilik kavramının dar yorumunda ise arabulucunun, somut uyuşmazlık konusu hakkındaki mesleki yeterliliği karşımıza çıkmaktadır. Hukuk, birçok alt başlıktan oluşan bir üst kavramdır. Özellikle son zamanlarda, yeni alanların ortaya çıkmasıyla, daha dar ve özellikli uzmanlık alanları ortaya çıkmıştır. Arabulucu açısından bakıldığında da arabulucunun somut ihtilaf konusu hakkında bilgi sahibi olması, mekanizmanın sağlıklı işleyebilmesi ve sonuçtan verim alınabilmesi için bir zorunluluktur. Örneğin, Sağlık Hukuku kaynaklı bir ihtilafın çözümünde, konu hakkında bilgi sahibi olmayan bir arabulucunun süreci yönetmesi mümkün olmayacaktır. Her ne kadar Sağlık Hukuku temel özelliklerini hukukun ana prensiplerinden alsa da bütünüyle bakıldığında özellik arz eden bir alandır ve sürecin, yine Sağlık Hukuku hakkında bilgi sahibi bir arabulucu tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, taraflar arasında yapılan müzakerelerden sağlıklı sonuçlar alınamayacaktır.


C. ARABULUCUNUN KENDİNİ GELİŞTİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ


Hukuk, toplumu ve toplumsal yaşantıyı düzenleyen kurallar bütünüdür ve hayatın dinamik yapısıyla benzer şekilde, her gün gelişmekte ve değişmektedir. Arabulucunun da asli yükümlülüklerinden biri hukukun devamlı değişen dünyasında meydana gelen gelişmeleri yakında takip etmek ve kendini bu doğrultuda eğitmektir. Hem mevcut bilgi ve yetilerini muhafaza etmek hem de geliştirmek amacıyla eğitim programlarına, yenileme eğitimlerine ve ilgili faaliyetlere katılmak arabuluculuk faaliyetinin verimli bir şekilde ifa edilmesinde büyük önem taşımaktadır. Arabulucu, kendi mesleki gelişim ve yeterliliğinden sorumludur.


D. SONUÇ


Arabuluculuk, ihtilafların daha çabuk ve kolaylıkla çözülebilmesi ve tarafların da süreçte aktif bir rol oynayarak sonuca varılabilmesi amacıyla getirilmiş bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Kurumun amacına uygun olarak işleyebilmesi konusunda kilit etkenlerden biri ise arabulucunun mesleki yeterliliğidir. Arabulucuların uzmanlık alanları doğrultularında uyuşmazlıklara bakmaları hem çözüm sürecini hızlandıracak hem de somut uyuşmazlık bakımından en doğru çözüme varılmasını sağlayacaktır. Uygulamalar arttıkça da arabulucular arasında uzmanlaşmalar da doğal bir sonucu olarak artacaktır.


Stj. Av. Damla GÜVEN



116 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page