top of page
  • sumer

İLKELERLE ARABULUCULUK

Kıta Avrupası’nda ve Amerika’da çok üzün süredir uygulanan alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk daha önce Türk hukuk sisteminde iş davaları için zorunlu hale getirilmişti ama artık hukuk sistemimizde giderek geniş yer almaya başlayan arabuluculuk alacak ve tazminat talepli ticari davalarda da dava şartı olmuştur.

Peki artık daha çok duymaya başlayacağımız ve hukuk sistemimizde daha geniş yer kaplayan arabuluculuk nedir?

Arabuluculuk; aralarında davaya konu olmuş veya olabilecek bir uyuşmazlık olan kişilerin meseleyi bir arabulucu eşliğinde karşılıklı olarak müzakere ederek çözüme kavuşturdukları bir süreçtir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığı bir arabulucu eşliğinde karşılıklı olarak müzakere ederek çözüme kavuşturulan bu sürecinde ilkeler ışığında yürütülmesi de doğal ve olması gerekendir.

Arabuluculuk sürecine yol gösteren ve bu doğrultuda bu sürecin yürütülmesini sağlayan ilkeler nedir?

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ikinci bölümünde yer alan aynı zamanda diğer hukuk sistemlerinde de kabul görmüş olan bu ilkeler;

· İRADİ OLMASI Alternatif çözüm yolu olan arabuluculuğun ilk ilkesi iradi olmasıdır. İradi olması ilkesi 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 3/1 de “taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler.” şekilde belirtilmiştir. Ancak söz konusu maddenin aynı fıkrasının devamında “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” şeklinde belirtilmiştir. Arabuluculuğun iradi olması ilkesi gereği taraflar bir hukuki uyuşmazlıkta arabulucuya başvurmakta serbesttirler. Fakat arabuluculuğun dava şartı olduğu dava türlerinde taraflar arabuluculuğa başvurmak zorundadır. Süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda ilgili kanun maddesinde de belirtildiği üzere serbesttirler.

· EŞİTLİK

Eşitlik ilkesi Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 3/2’de “Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.” şeklinde düzenlenmiştir. Arabuluculuk için önem derecesi yüksek olan bu ilke tarafların gerek arabuluculuğa başvuru sürecinde gerekse arabuluculuk sürecinde eşit haklara sahip olduklarını belirtir. Kuşkusuz bu ilkenin kanunda yer almasıyla tarafların bu yönteme olan güveni yükselecek ve süreç sonucu çıkan karara tarafların saygı duyacağı aşikardır.

· GİZLİLİK Gizlilik ilkesi Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 4'te

Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür” şeklinde belirtilmiştir.

Ayrıca aynı maddenin ikinci fıkrasında tarafların ve görüşmeye katılan diğer kişilerin de bu ilkeye uymasını zorunlu hale getirmiştir.

Kuşkusuz taraflara ve görüşmelere katılan diğer kişilere getirilen bu yükümlülük arabuluculuk kurumuna olan güveni artıracak ve sürecin ciddiyetine katkıda bulunacaktır.

· BEYAN VE BELGELERİN KULLANILMAMASI

Arabuluculuk sisteminin temel ilkelerinden biri olan beyan ve belgelerin kullanılmaması ilkesi 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 5’te geniş bir şekilde düzenlenmiştir. Bu doğrultuda Kanun koyucu tarafından bu ilkeye büyük önem verildiği yorumunu yapmak hiçte yanlış olmayacaktır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 5/1. fıkrasında taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar dahil üçüncü bir kişi uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında veya tahkim yoluna başvurulduğunda kanunda bentler halinde sayılan beyan veya belgeleri delil olarak süremeyeceği ve bunlar hakkında tanıklık yapamayacağını düzenlemektedir. Ayrıca madde 5/3. fıkrası delil olarak sunulsa dahi hükme esas alınmayacağını belirterek hukuki güvence getirilmiştir. Aynı zamanda kanunun 4. Maddesinde düzenlenen gizlilik ilkesiyle bu ilkenin bağlantılı olduğu çıkarımını yapmak hiçte yanlış olmayacaktır.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 5/3. Fıkrasında “Birinci fıkrada belirtilen bilgilerin açıklanması mahkeme, hakem, veya herhangi bir idari makam tarafından istenemez” şeklinde düzenlenmiştir. Arabuluculuk sistemi bakımından son derece önemli olan bu ilke kanun koyucu tarafından geniş bir şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca mahkeme, hakem veya idari makam tarafından madde 5/1. fıkrada belirtilen bilgilerin açıklanmasının istenememesi taraflara bu süreçte özgürlük sağlayacak ve uyuşmazlığın arabulucu yoluyla çözülmesine katkıda bulunacaktır.

Sonuç olarak günümüzde hukuk sistemimize giderek yerleşen arabuluculuk sistemi ile dünya hukuk sistemlerinde kabul edilen ve ilgili kanunda kanun koyucunun geniş olarak yer ayırdığı bu ilkeler ayrılmaz parçalardır.

Arabuluculuk sisteminin iyi işleyebilmesi için bu ilkeler vazgeçilmemiz olmalıdır.

Tabi bu ilkelerin uygulanması konusunda arabulucuya da büyük bir görev düşmektedir.

Bu ilkeler ışığında arabuluculuk sistemi iyi işleyecek; taraflar arasındaki uyuşmazlık hızlı bir şekilde çözülecek mahkemelerin iş yükü de doğal olarak hafifleyecektir.

Stj. Av. Mert Sümer

42 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page